2 Temmuz 2013 Salı

Sahih-i Buhari Bölüm 2

Bölüm 2

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'

 Abdestsiz namaz olmaz;Hades YEL'İN ABDESTİ BOZDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Kendisinde hades vâkı' olan kimsenin namazı (o kimse) abdest almadıkça kabûl olunmaz." buyurdu. -Hadramevt ahâlîsinden biri: "Yâ Ebâ Hüreyre, hades nedir?" diye sordu. "Sessiz veya sesli yel." cevâbını verdi. 110

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdestin fazîleti ABDESTİN FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işitdim, buyuruyordu ki "Benim ümmetim Kıyâmet gününde (bedenlerindeki) abdest âsârından dolayı yüzü nurlular, elleri, ayakları segililer diye (mevkıf-i hesâba veya mîzan başına) çağrılacaklardır." Ebû Hüreyre: "Artık bu parlaklığını daha ziyâde uzatmak herhanginizin elinden gelirse yapsın." demiş. 111
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Namazda hades vâki' olmak ABDESTİNİN BOZULDUĞUNU VEHMEDEN KİMSENİN HÂLİ Abdullâh b. Zeyd Müşârün-ileyh namazda iken kendisinde bir şey (yâni hades) vukûunu hayâl eden kimsenin hâlini Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e arzetmiş. (Resûlu'llâl salla'llâhu aleyhi ve sellem de): "Bir ses veya bir koku duymadıkca (namazdan) çıkmasın." buyurmuş. 112

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Uyku ABDESTİNİN BOZULDUĞUNU VEHMEDEN KİMSENİN HÂLİ
Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir gece) uyudu, hattâ horladı bile. Ondan sonra abdest almaksızın namaz kıldı. (Bu sözü) İbn-i Abbâs radiya'llâhu anhümâ'nın: "Uzanıp horla(yacak kadar uyu)dı. Ondan sonra kalkıp namaz kıldı." tarzında söylediği de rivâyet olunuyor. 113

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest alış şekli;Namaza hazırlık PEYGAMBER (S.A. VE S.) EFENDİMİZ'İN AKŞAM VE YATSI NAMAZLARINI MÜZDELİFE'DE BİR ARADA KILDIĞINA DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Üsâme b. Zeyd b. Hârise Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem Arefeden döndü. Caddeye girince inip su döktü. Ondan sonra abdest aldı. Şu kadar ki, bu abdesti hafif aldı. "Namaz mı kılacaksın? Yâ Resûlâ'llâh" diye sordum. "Namaz ileride (kılınacak)." buyurdu. Yine bindi. Müzdelife'ye varınca inip abdest aldı. Lâkin (bu sefer) abdesti (daha) uzunca tuttu. Sonra namaz ikâme edildi de Akşam namazını kıldırdı. Ondan sonra herkes devesini kendi durağında çökertti. Sonra Yatsı namazı ikâme edildi. (Yine) namazı kıldırdı. Ve iki namaz arasında (hiçbir namaz) kılmadı. 114

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PEYGAMBER (S.A. VE S.) İN NASIL ABDEST ALDIĞINA DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Abdullâh b. Abbâs Müşârün-ileyh (bir def'a) abdest aldı da yüzünü yıkadı. Şöyle ki, bir avuç su alıp ağzını çalkaladı ve burnuna çekti. Sonra bir avuç su alıp onunla ve şöylece (yâni sağ avucunu) diğer avucu ile birleştirip yüzün yıkadı. Yine bir avuç su alıp sağ elini (yâni kolunu) yıkadı. Yine bir avuç su alıp sol elini (yâni kolunu) yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra bir avuç su alıp sağ ayağına tâ yıkayıncaya azar azar döktü. Yine bir avuç su alıp ayağını, yâni sol ayağını (yine öylece) yıkadı. Ondan sonra: "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'i gördüm, böyle abdest alıyordu." dedi. 115

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Helâya giderken okunacak duâ RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN HELÂYA GİRECEĞİ ZAMAN OKUDUĞU DUÂ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem, helâya gir(mek iste)diği zaman ... diye duâ buyurdu. 116

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PEYGAMBER (S.A. VE S.)İN ABDEST SUYUNU HAZIRLAYAN İBN-İ ABBÂS'A DUÂSI
Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) helâya girdi. Kendisine (yıkanacak ve abdest alacak) su (götürüp) bıraktım. "Bunu (buraya) kim koydu?" diye sordu. Haber verdiler. "İlâhî, onun dindeki anlayışını artır." diye duâ buyurdu. 117

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest bozarken kıbleye dönmemek KIBLE İSTİKÂMETİNDE KAZÂ-YI EHÂCET ETMENİN KERÂHETİNE DÂİR EBÛ EYYÛB-İ ENSÂRÎ HADÎSİ
Ebû Eyyûb-i Ensârî Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, biriniz, kazâ-yı hâcet etmek istediği vaktide Kıble'yi ne karşısına alsın, ne arkasına. (Medîne'nin) şarkına veya garbına doğru dönünüz. 118

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest bozarken kıbleye dönmemek KIBLE İSTİKÂMETİNDE KAZÂ-YI EHÂCET ETMENİN KERÂHETİNE DÂİR EBÛ EYYÛB-İ ENSÂRÎ HADÎSİ
Abdullâh b. Ömer Şöyle demiştir: Bir takım kimseler "(kazâ-yı) hâcete oturduğun zaman ne Kıble'yi karşına al, ne de Beytü'l-makdis'i." diyor. Ben (ise) bir gün bizim evin damı üstüne çıkmıştım. Resulu'llâl salla'llahu aleyhi ve sellem'in (kazâ-yı) hâcet için Beytü'l-Makdis'e karşı iki kerpiç üzerine oturduğunu (gözümle) gördüm. 119

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Örtünmek HİCÂB ÂYETİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in zevcât(-ı tâhirât)ı, geceleyin kazâ-yı hâcete çıktıklarında (Medîne'nin kenarında kâin) Menâsı' (nâm-ı mahall)a kadar giderlerdi. (Menâsı' denilen yer ise) açık bir yerdir. Ömer (radiya'llâhu anh) Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e: "Kadınlarını kapa (yâni evden dışarıya çıkmaktan men' buyur.)" derdi de Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (onun dediğini vahye intizâren) yapmıyordu. (Nihâyet) Ümmehât-ı Mü'minîn'den ... bir gece Yatsı namazı vaktinde çıktı. (Sevde radiya'llâhu anhâ) uzun boylu bir hâtun idi. Ömer, hicâb (yâni tesettür-i nisvân) emrinin nâzil olmasına o kadar harîs idi ki, ona: "Yâ Sevde, bilmiş ol ki biz seni tanıdık." diye bağırdı. Bundan sonra Allâhu Teâlâ hicâb (Âyetin)i inzâl etti. 120

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' İstincâ SU İLE İSTİNCÂ HAKKINDA ENES HADÎSİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (kazâ-yı) hâcete çıktığı zaman bir çocukla berâber yanımızda bir su mıtharası olduğu halde (hizmet için) gelirdik." Enes radiya'llâhu anh'in: "...... yanımızda bir su mıtharası ile bir harbe olduğu halde ....." dediği de rivâyet olunuyor ki, su ile istincâ edildiğini anlatmak istiyor. 121

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' İstincâ;Su içme âdâbı BİR ŞEY İÇERKEN İÇİNE HOHLAMAMAK VE İSTİNCÂYI SOL ELLE YAPMAK HAKKINDA EBÛ KATÂDE HADÎSİ
Ebû Katâde Hâris b. Rıb'ıyy Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İçinizden biri, bir şey içtiğinde kabın içine hohlamasın, helâya gittiğinde zekerine sağ eliyle dokunmasın. Sağ eliyle de silinmesin (yâni istincâ etmesin). 122

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' İstincâda taş kullanmak RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN YÜRÜRKEN ARKASINA DÖNÜP BAKMADIĞI VE TAŞLA İSTİNCÂ ETTİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: (bir kere) Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (kazâ-yi) hâcet için çıktığında arkasından gittim. (yürürken) arkasına dönüp bakmak âdeti değildi. Kendisine yaklaştım. "Istinfâd (yâni istincâ) için bana taş ara." buyurdu, yâhud buna benzer bir söz söyledi. "(Şu kadar ki,) bana ne kemik getir, ne fışkı." dedi. Eteğimin içinde bir kaç taş getirip yanına koydum ve nezdinden savuştum. (Hâcetini) kazâ ettiği zaman onları kullandı. 123

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' İstincâda taş kullanmak İSTİNCÂNIN ÜÇ TAŞLA YAPILACAĞINA DÂİR İBN-İ MES'ÛD HADÎSİ
Abdullâh b. Mes'ûd Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) kazâ-yı hâcete gitti. "Üç taş getir." diye bana emretti. İki taş buldum. Üçüncüsünü aradımsa da bulamadım. Bir fışkı alıp (ve hepsini birden) götür(üp ver)düm. İki taşı alıp fışkışı attı ve "Bu, pistir." dedi. 124

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest alış şekli RESÛLULLÂH (S.A. VE S.) İN NASIL ABDEST ALDIĞINA DÂİR RİVÂYETLER
Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: (bir def'a) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (abdest a'zâsını) birer kere (yıkayarak) abdest aldı. 125
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest alış şekli RESÛLULLÂH (S.A. VE S.) İN NASIL ABDEST ALDIĞINA DÂİR RİVÂYETLER Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere a'zâsını) ikişer kere (yıkayarak) abdest aldı. 126

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest alış şekli HATIRINA NAMAZDAN BAŞKA BİR ŞEY GETİRMEDEN NAMAZ KILAN KİMSENİN GEÇMİŞ GÜNAHLARI AFFEDİLCEĞİNE DÂİR HAZRET-İ OSMÂN HADÎSİ
Osmân b. Affân Müşârün-ileyh (bir kere) bir kab (içinde su) iste(yip abdest al)di. Sonra elini kabın içine sokup ağzını çalkaladı. Ve burnuna su verip yine çıkardı. Sonra yüzün ve ellerini dirseklerine kadar üç kere yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra iki ayağını üç kere topuklarına kadar yıkadı. Ve (nihâyet) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in: "Her kim şu abdestim gibi abdest alıp iki rek'at namaz kılar ve bu iki rek'at içinde hatırına (namaz ile münâsebeti olmayan) bir şeyi getirmezse ne kadar geçmiş günâhı varsa mağfûr olur." buyurduğunu söyledi. 127

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdestin fazîleti ABDEST VE NAMAZIN KÜÇÜK GÜNAHLARA KEFFÂRET OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ OSMAN HADÎSİ Osmân b. Affân Size bir hadîs nakledeyim ki, Kitâbu'llâh içinde bir Âyet olmasaydı onu size söylemezdim. Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Hiçbir kimse yoktur ki abdest alsın da (âdâb ve erkânına) hüsn-i riâyet etsin, sonra (farz olan) namazı kılsın da o abdest ile (daha sonraki) namazı kılıncaya kadar (geçen zamân içindeki günahları) mağfûr olmasın." -Râvî der ki: (Osmân b. Affân radiya'llâhu anh'in dediği) Âyet ... Âyet-i Kerîme'sidir. 128

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Burun temizliği;İstincâda taş kullanmak ABDEST VE İSTİNCÂNIN ÂDÂBI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre (Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in Hadîs-i Kerîmi olmak üzere): "Her kim abdest alırsa burnunu ayıklasın, her kim (istincâ için) taş isti'mâl ederse adedini tek yapsın (yâni üç taş kullansın) dediği rivâyet olunuyor. 129
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Burun temizliği;İstincâda taş kullanmak;Sabah temizliği UYKUDAN KALKAN KİMSENİN ELİNİ YIKAMASINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki içinizden biri abdest alacak olduğu zaman burnuna su alsın, sonra çıkarsın. Her kim (istincâ için) taş isti'mâl ederse adedini tek yapsın. (Hiç olmazsa üç taş kullansın.) İçinizden biri uykudan uyandığında elini abdest suyu içine sokmadan evvel yıkasın. Zîrâ hiç biriniz (uyku arasında) eli, cesedinin neresine değdiğini bilemez. 130

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hac menâsikı;Telbiye ABDULLÂH İBN-İ ÖMER'İN SÜNNET-İ SENİYYE'YE UYGUN HAREKETLERİ
Abdullâh b. Ömer Biri gelip ravi'ye: "Görüyorum, Erkân (-ı Beyt-i Muazzam) dan rükn (-i Hacer-i) Esved ile rükn-i Yemânî'den başkasına el sürmüyorsun. Görüyorum, tabaklanmış (deriden ma'mûl) na'leyn giyiyorsun. Görüyorum sarı boya kullanıyorsun. Bir de görüyorum, Mekke'de bulunduğun zaman halk, hilâl (-i Zi'l-Hicce) i görür görmez ihlâle (yâni yevm-i Arefeden evvelki gün) girmedikce ihlâle başlamıyorsun." demiş. O da cevâben demiş ki. "Erkân (-ı Beyt-i Muazzam) a gelince, ben Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in Hacer-i Esved ile rükn-i Yemânîden başkasına messettiğini görmedim. Tabaklanmış (deriden ma'mûl) na'leyne gelince ben, Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in üzeri kılsız (deriden ma'mûl) na'leyn giyip (ayağı) içinde (iken) abdest aldığını görüdüm. Onun için ben onları giymeyi severim. Sarı boyaya gelince Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in sarı boya ile (elbîsesini veya Lihye-i Mübârekesini) boyadığını gördüm. Ben de onun için o boya ile boyamayı severim. İhlâle gelince Resûlû'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in hayvanı (hareket için) müheyyâ olmadıkça ihlâl buyurduğunu görmedim." 131

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Sağdan başlamak ÖNEMLİ İŞLERDE RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN SAĞ UZUVLARINI TAKDÎM ETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem ayakkabı giymekte; saçını, sakalını taramakta; abdest almakta; (hâsılı) kâffe-i husûsâtında sağdan başlamaktan hoşlanırdı. 132
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hz. Peygamber'in mu'cizeleri RESÛLULLÂH (S.A. VE S.)İN MÜBÂREK PARMAKLARINDAN SU KAYNAMASI MU'CİZESİ Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: (bir kere) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'i şöyle gördüm. İkindi namazı yaklaşmıştı. Halk abdest suyu aradılar da bulamadılar. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e (bir kab içinde bir mıkdâr) abdest suyu getirdiler. Mübârek elini kabın içine soktu. Ve halka oradan abdest alsınlar diye emretti. -Enes der ki: (İşte o zaman Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in) parmakları altından (hâzırûndan) hiçbir kimse hâriç kalmamak üzere cümlesi abdest alıncaya kadar su kaynadığını gördüm. 133

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' İhramdan çıkış için traş olmak ASHÂB'IN TEBERRÜKEN PEYGAMBER (S.A. VE S.)İN SAÇINI HIFZETMELERİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü'l-Vedâ'da) başını tıraş ettiği zaman saçından en evvel alan Ebû Talha oldu. 134

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Köpeğin ağzını soktuğu kap KELBİN AĞZINI SOKTUĞU KABIN YEDİ DEF'A YIKANMASINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleşhi ve sellem buyurdu ki, içinizden birinin kabından köpek (ağzını sokup bir şey) içerse o kabı yedi kere yıkasın. 135

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  KELBİN AĞZINI SOKTUĞU KABIN YEDİ DEF'A YIKANMASINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Abdullâh b. Ömer Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in zamânında köpekler, mescidin içinde gider gelirdi de bundan dolayı (mescidi yıkamak için) hiç (su) serpmezlerdi. 136

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hades;Namaza hazırlık NAMAZ VAKTİNDEN ÖNCE CÂMİYE GİTMENİN FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki; bir kul, mescidde namaza muntazır olduğu müddetçe hep namazdadır. Meğer ki kendisinden hades vâkı' ola. 137

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Cimada meni gelmemesi hali İNZÂL VÂKI' OLMADAN YALNIZ CİMÂNIN, GUSLÜ GEREKTİRMEDİĞİNE DÂİR ZEYD HADÎSİ, BU BÂBDA ULEMÂNIN İCMÂI
Zeyd b. Hâlid-i Cühenî Şöyle demiştir: Osmân b. Affân radiya'llâhu anh'e sordum, dedim ki: "(Bir kimse) mucâmeat eder de menîsi nâzil olmazsa ne (yapmalıdır) dersin?" Osmân (radiya'llâhu anh): "Namaz için abdest aldığı gibi abdest alır, bacakları arasını yıkar." cevâbını verdi. -Osmân (radiya'llâhu anh): "Bunu ben, Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim." dedi.- Râvî der ki: (Bu mes'eleyi) Alî, Zübeyr, Talha, Übeyy b. Kâ'b (radiya'llâhu anhüm) den de sordum. (Hepsi de) bana böyle söylediler. 138

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Cimada meni gelmemesi hali;Dâvete katılmak (icâbet);Hz. Peygamber'e itâat İNZÂL VÂKI' OLMADAN YALNIZ CİMÂNIN, GUSLÜ GEREKTİRMEDİĞİNE DÂİR ZEYD HADÎSİ, BU BÂBDA ULEMÂNIN İCMÂI
Ebû Saîd-i Hudrî Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem Ensârdan bir zâtı istedi. (O zât) başı damlayan damlaya geldi. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Gâlibâ seni aceleye getirdik." buyurdu. "Evet." dedi. Bunun üzerine Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki şâyed işin aceleye gelir, yâhud (menî) kahtına uğrarsan sana (yalnız namaz) abdest(i) lâzım olur. 139

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest alış şekli RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN MESTLERİ ÜZERİNE MESHETTİĞİNE DÂİR MUGÎRE HADÎSİ
Muğîre b. Şu'be Rivâyet olunuyor ki, müşârün-ileyh de Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte bir seferde bulunmuş. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem bir hâceti (kazâ) için gitmiş. Abdest aldığı zaman suyunu Muğîre dökmeğe başlamış. (İşte bu abdestde) yüz ve ellerini yıkamışlar ve başları ile mestleri üzerine mesh buyurmuşlardır. 140

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Gece namazı (teheccüt);Teheccüd RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN GECE İBÂDETİ
Abdullâh b. Abbâs Rivâyet olunuyor ki, bir gece Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in zevcât (-ı tâhirât) ından Meymûne radiya'llâhu anhâ'nın -ki teyzesidir- yanında kalmış. -İbn-i Abbâs (radiya'llâhu anhümâ) der ki, ben (başımı) yastığın enine (koyarak) uzandım. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ile ehli de yastığın boyuna (başlarını koyarak) uzandılar. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem uyudu. Gece yarıyı bulduğunda, yâhud biraz evvelce, yâhud biraz sonraca uyandı. Uykuyu (gidermek için) eliyle yüzünü silmeğe başladı. Ondan sonra Sûre-i Âl-i İmrân'ın son on âyetlerini okudu. Sonra kalkıp asılı duran küçük bir kırbaya uzandı. Oradan güzelce bir abdest aldı. Sonra namaza durdu. -İbn-i Abbâs (radiya'llâhu anhümâ) der ki, (ben de) kalktım. Onun yaptığı gibi yaptım. Sonra gittim, yanına (yâni sol tarafına durdum. Sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımı tutup büktü. Sonra iki rek'at, yine iki rek'at,, yine iki rek'at, yine iki rek'at, yine iki rek'at, yine iki rek'at kılıp ondan sonra tek (rek'atlı bir namaz) kıldı. Sonra müezzin (da'vete) gelinceye kadar yine uzandı. Ba'dehû yine kalktı, hafif iki rek'at kıldıktan sonra (Hucre-i Şerîfe'sinden) çıkıp Sabah namazını kıldırdı. Bu hadîs-i şerîf evvelce geçmişti. (Ancak şu var ki) her birinde diğerinde olmayan şeyler vardır. 141

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest alış şekli RESÛLULLÂH (S.A. VE S.)İN NASIL ABDEST ALDIĞINA DÂİR BİR RİVÂYET
Abdullâh b. Zeyd Biri (gelip): "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in nasıl abdest aldığını bana gösterebilir misin?" diye sormuş. O da "Evet." demiş. Bunun üzerine (bir mıkdâr) su istemiş. -(Râvî der ki) ellerine su döktükten sonra iki kere yıkadı. Sonra üç def'a ağzını çalkalayıp burnuna su verdi. Sonra yüzünü üç kere yıkadı. Sonra ellerini dirseklerine kadar ikişer def'a yıkadı. Sonra iki eliyle (bütün) başını mesh edip her iki elini ileri geri götürdü. (Oradan da) başladığı yere getirdi. Ondan sonra ayaklarını yıkadı. 142

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Sütre NAMAZDA SÜTRE İTTİHÂZINA DÂİR EBÛ CÜHAYFE HADÎSİ
Ebû Cuhayfe Şöyle demiştir: (Bir seferde) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem, öğlenin sıcak zamânında yanımıza çıktı. Kendisine abdest suyu getirildi. Abdest aldı. Halk, abdest suyunun artanını alıp (teberrüken) vücudlarına (üstlerine, başlarına) sürmeğe başladılar. Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem önünde bir harbe olduğu halde Öğleyi ve İkindiyi ikişer rek'at kıldırdı. 143

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PEYGAMBER (S.A. VE S.) EFENDİMİZ'İN HASTAYA DUÂSI
Sâib b. Yezîd Şöyle demiştir: (Çocukluğumda) teyzem beni Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanına götürüp: "Yâ Resûlâ'llâh, benim (şu) hemşîre-zâdemin ayağından ıztırâbı var." dedi. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem eliyle) başımı sığayıp bana bereket duâsı etti. Sonra abdest aldı. Abdest suyundan içtim. Sonra arkasında durdum ve iki omuzu arasında gerdek çadırının koca düğmeleri (yâhud keklik yumurtası) gibi Hâtem-i Nübüvveti gördüm. 144

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  FERÂİZ ÂYETİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ
Abdullâh b. Ömer Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem zamânında (Âyet-i Hicâb nâzil olmadan) erkeklerle kadınlar birlikte (bir kab içinden abdest alırlardı. 145
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hasta ziyâreti FERÂİZ ÂYETİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ Câbir b. Abdullâh Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem beni ıyâdete geldi. Kendimi bilmiyecek derecede hasta idim. Abdest alıp abdest suyundan üzerime döktü. Gözümü açtım. "Yâ Resûlâ'llâh mîrâs (ım) kime kalacak? Benim vârislerim, kelâle (yâni usûl ve fürûumdan olmayan kimseler) dir" dedim. Bunun üzerine ferâiz âyeti nâzil oldu. 146

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PEYGAMBER (S.A. VE S.) EFENDİMİZ'İN ABDEST SUYU İLE BİR MU'CİZESİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: (Bir def'a) namaz vaktif girdi. (Evi) mescide yakın olanlar (abdest almağa gittiler.) (Abdesti olmayan) bir takımları da kaldı. Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e içinde (pek az) su bulunan bir taş tekne getirdiler. Tekne ise içinde (geniş geniş) avuç açılamıyacak kadar küçük idi. Oradakilerin hepsi o (teknenin suyu)ndan abdest aldılar. (Enes b. Mâlik radiva'llâhu anh'den) râvî: "Kaç kişi idiniz?" diye sormuş. "Seksen, belki de daha ziyâde idik." demiş. 147

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PEYGAMBER (S.A. VE S.) EFENDİMİZ'İN ABDEST SUYU İLE BİR MU'CİZESİ Ebû Mûsâ el-Eş'arî Şöyle demiştir: (Bir def'a) Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem, içinde su bulunan bir kab istedi. Ellerini, yüzün kabın içinde yıkadıktan sonra içine (mübârek ağzından su) püskürdü. Sonra onlara: "Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze dökünüz." buyurdu. 148

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hz. Peygamber'in hastalığı PEYGAMBER (S.A. VE S.)İN SON HASTALIĞINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in (hastalığı) ağırlaşıp da ağrısı iştidâd ettiği zaman benim evimde bakılmak üzere zevcât (-ı tâhirât)ından izin istedi. onlar da izin verdiler. (Ondan sonra) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem, bir tarafında Abbâs (radiya'llâhu anh), diğer tarafında da bir zât olduğu halde ayakları yerde sürünerek çıktı. -Âişe (radiya'llahu anhâ) naklederdi ki, Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem evine girip de ağrısı iştidâd ettikten sonra: "Üzerime, bağları çözülmedik yedi kırba su dökün. (Böylelikle) vücûdümde biraz hıffet bulup halka belki vasiyyette bulunabilirim." buyurdu. Bunun üzerine Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem, zevce-i (pâki) Hafsa (radiya'llâhu anhâ)nın (malı olan) bir (bakır, yâhud ağaç) liğen içine oturtuldu. Sonra o kırbaların suyunu üzerine dökmeğe başladık. Nihâyet: "Artık oldu!" diye işâret buyurdu. Ondan sonra halkın yanına çıktı. 149

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hz. Peygamber'in mu'cizeleri PEYGAMBER ALEYHİ'S-SELÂM'IN PARMAKLARI ARASINDA SU KAYNADIĞINA DÂİR ENES HADÎSLERİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) bir kab su istedi. İçinde biraz su bulunan ağzı geniş, dibi dar bir kab getirildi. Parmaklarını içine koydu. -Enes (radiya'llâhu anh) der ki, artık (mübârek) parmakları arasından suyun kaynadığını temâşâya daldım. O sudan abdest alanları yetmiş ile seksen arasında tahmîn ettim. 150

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  GUSÜLDE VE ABDESTDE NE MİKDAR SU KULLANILACAĞINA DÂİR ENES HADÎSLERİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem bir sâ' ve nihayet beş müd (mıkdârı su) ile gusleder, bir müd (mıkdârı su) ile de abdest alırdı. 151

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Mest üzerine mesh MESTLER ÜZERİNE MESHİN CEVÂZI HAKKINDA İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Abdullâh b. Ömer Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in mestler (i) üzerine mesh buyurduğunu Sa'd b. Ebî Vakkâs (radiya'llâhu anh) bana söyledi. Bunu (babam) Ömer (radiya'llâhu anh) den sordum da Ömer (radiya'llâhu anh): "Evet (mesh buyurdu). (Hem de) Sa'd (radiya'llâhu anh) Nebiyy-i Ekrem sall'allâhu aleyhi ve sellem'den rivâyeten sana birşey söylerse onu artık başkasına sorma." cevâbını verdi. 152

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Mest üzerine mesh ABDESTLİ İKEN GİYİLEN MESTLER ÜZERİNE MESHİN CEVÂZI HAKKINDA RİVÂYETLER
Amr b. Ümeyye ed-Damrî Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in mestler(i) üzerine mesh ettiğini gördüğü rivâyet olunuyor. 153

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Mest üzerine mesh ABDESTLİ İKEN GİYİLEN MESTLER ÜZERİNE MESHİN CEVÂZI HAKKINDA RİVÂYETLER
Amr b. Ümeyye ed-Damrî "Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in sarığına ve mestlerine mesh buyurduğunu gördüm." dediği rivâyet olunuyor. 154

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Mest üzerine mesh ABDESTLİ İKEN GİYİLEN MESTLER ÜZERİNE MESHİN CEVÂZI HAKKINDA RİVÂYETLER
Muğîre b. Şu'be Şöyle demiştir: Bir seferde Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte idim. (Abdest aldığı sırada) mestlerini çıkarmağa davrandım. "İlişme. Zîrâ ben ayaklarımı tâhir (yâni abdestli) iken (mestlerimin) içine soktum." buyurdu. Ve (mestleri) üzerine meshetti. 155

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Et yedikten sonra namaz kılmak PİŞMİŞ YEMEK YEMEKLE ABDESTİN BOZULMAYACAĞINA DÂİR HADÎSLER
Amr b. Ümeyye ed-Damrî Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in, pişmiş koyun küreğinden (et) kesip yediğini gördüm. (O sırada Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) namaza çağırıldığı. Bıçağı, (Eti elinden) bırakıp abdest almadan namaza durdu. 156

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PİŞMİŞ YEMEK YEMEKLE ABDESTİN BOZULMAYACAĞINA DÂİR HADÎSLER
Süveyd b. Nû'mân Şöyle demiştir: Hayber yılında Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (sefere) çıktıktı. Sahbâ'ya -ki Hayber'in alt başlarındadır- varıldıkta (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem inip) İkindiyi kıldırdı. Sonra (mevcud) azıkları istedi. Kavuddan başka bir şey getirmediler. Islatsınlar diye emretti. Sonra (o kavuddan) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem de, biz de yedik (içtik) sonra Akşam namazına kalktı, ağzını çalkaladı. Biz de (ağzımızı) çalkaladık. Sonra abdest almadan namaza durdu. 157

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Et yedikten sonra namaz kılmak PİŞMİŞ YEMEK YEMEKLE ABDESTİN BOZULMAYACAĞINA DÂİR HADÎSLER
Ümmü'l-Mü'minîn Meymûne b. el-Hâris Hânesinde Resûl-i Ekrem'in, bir kürek (etin) den yedikten sonra abdest almadan namaza durduğu rivâyet olunuyor. 158

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  PİŞMİŞ YEMEK YEMEKLE ABDESTİN BOZULMAYACAĞINA DÂİR HADÎSLER
Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem süt içip ağzını çalkaladı. Ve: "Bu yağlıdır." buyurdu. 159

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Namazda uyuklamak UYUKLARKEN NAMAZ KILMANIN KERÂHETİNE DAİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, biriniz namaz kılarken uyuklarsa uykusu dağılıncaya kadar yatsın. Zîrâ uyuklayarak namaz kılarsa istiğfâr edeyim derken belki kendine sebbeder. 160

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Namazda uyuklamak UYUKLARKEN NAMAZ KILMANIN KERÂHETİNE DAİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Enes b. Mâlik Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in "Biriniz namazda uyuklarsa uyusun. Tâ ki ne okuduğunu bilsin." buyurduğu rivâyet olunuyor. 161

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Her namaz için ayrı abdest almak NEBİYY-İ EKREM (S.A. VE S.)İN HER NAMAZ İÇİN ABDEST TÂZELEDİKLERİNE DÂİR ENES HADÎSİ
Enes b. Mâlik Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in her namaz vaktinde abdest al (mak mu'tâd-ı şerîfleri ol)dığı rivâyet olunuyor. (Ya siz nasıl yapardınız? suâline cevâben) Enes (radiya'llâhu anh): "(Bize gelince) her birimize hades vâkı' olmadıkca (bir vakitten ziyâde namaz için) bir abdest kifâyet ederdi." demiştir. 162

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Koğuculuk;Sidikten korunmak BEVLİNDEN SAKINMAYAN VE KOĞUCULUK YAPAN KİMSELERİN, KABİRLERİNDE AZÂB GÖRDÜKLERİNE DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: (Bir def'a) Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem Medîne, yâhud Mekke bahçelerinden birinin yanından geçiyordu. Kabirlerinde azab gören iki insanın sesini duydu. Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Bunlar azab görüyorlar. Hem de azab görmeleri büyük bir şey için değildir." buyurduktan sonra (yine devâm ederek): "Evet (günâhları büyüktür) biri, bevlinden istibrâ etmez (yâni sakınmaz) di, diğeri de koğuculuk ederdi." buyurdu. Ondan sonra yaprakları soyulmuş tâze bir hurma dalı istedi. Dalı iki parça etti. Her birinin kabri üzerine birer parça dikti. "Yâ Resûlâ'llâh, bunu ne için yaptın!" diye sordular. "Bunlar tâze kaldıkca belki (azapları) hafifler." cevâbını verdiler. 163

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN SU İLE İSTİNCÂ ETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ENES HADÎSİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (kazây-ı) hâceti için dışarıya çıktığında kendisine su götürürdüm. O da onunla yıkanırdı. 164

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Kolaylık göstermek DİNDE GÜÇLÜK DEĞİL KOLAYLIK GÖSTERİLMESİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: A'râbî'nin biri mescid'(in bir tarafın) de durup bevletti. Oradakiler bağrıştılar. Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem onlara buyurdu ki, bırakın (işini görsün)... sonra bevlinin üzerine bir kova su dökün. Zîrâ siz güçlük değil, kolaylık göstermek üzere meb'ûs olmuşsunuzdur. 165

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Çocukları sevmek;Sidiğin temizlenmesi RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN, ÜSTÜNE BEVLEDEN, HENÜZ YEMEK YEMİYEN ERKEK SÜT ÇOCUĞUNUN BEVLİ ÜZERİNE SU SERPMEKLE YETİNMESİ
Ümmü Kays bint-i Mıhsan Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e henüz taâm edemeyen (yâni süt emen) küçük bir oğlumu götürdüm. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem çocuğu kucağına oturttu. Çocuk (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in) rubasını bevletti. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) su isteyip (üstüne) azar azar döktü de yıkamadı. 166

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN, ÜSTÜNE BEVLEDEN, HENÜZ YEMEK YEMİYEN ERKEK SÜT ÇOCUĞUNUN BEVLİ ÜZERİNE SU SERPMEKLE YETİNMESİ
Huzeyfe b. el-Yemânî Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere Ensârdan) bir kavmin sürpüntülüğüne varıp ayakta su döktü. Sonra su istedi. Bir mıkdâr su götürdüm. Onunla abdest aldı. 167
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Abdest bozarken gizlenmek RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN, ÜSTÜNE BEVLEDEN, HENÜZ YEMEK YEMİYEN ERKEK SÜT ÇOCUĞUNUN BEVLİ ÜZERİNE SU SERPMEKLE YETİNMESİ Huzeyfe b. el-Yemânî Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den uzaklaştım. Bana işâret etti. Yanına vardım. Ve işini birinceye kadar (zât-ı şerîfini setr için) ardında durdum. 168

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Hayız kanının temizlenmesi HAYIZ ESERİ OLAN ELBÎSENİN NE ŞEKİLDE TEMİZLENECEĞİNE DÂİR ESMÂ' (R.A.) HADÎSİ
Esmâ' b. Ebî Bekr Şöyle demiştir: Bir kadın Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e gelip: "(Yâ Resûlâ'llâh,) birimiz, elbîse (si) üzerinde hayz (eseri) görürse ne yapsın buyurursun?" diye sordu. (Resûlu'llâl salla'llâhu aleyhi ve sellem): "Elbîsesini (eliyle) uvaladıktan sonra (üzerine) su döküp sıkar. Sonra azar azar üzerine su döker. Ondan sonra onunla namaz (ını) kılar." buyurdu. 169

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' İstihâza İSTİHÂZA VE HÜKMÜ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Fâtıma bint-i Ebî Hubeyş (radiya'llâhu anhâ) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanına gelip: "Yâ Resûlâ'llâh, ben istihâzaya müptelâ bir kadınım. Temizlenemiyorum, namazı terk mi edeyim?" diye sordu. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Hayır, bu hayız değildir. Bir damar (dan gelen kan) dır. Senin (asıl) hayızın (ın başlama zamânı) geldiği vakit namazı bırak. Kesilme zamânı gelince de kanını yıkadıktan (ve iğtisâl ettikten) sonra namaz kıl. Ondan sonra (yine) o vakit gelinceye kadar her namaz için abdest al." buyurdu. 170

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Meninin temizlenmesi ELBÎSEDEKİ MENÎNİN YIKANMASINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in rubasından cenâbet eserini yıkardım da elbîsesinde (yer yer) su ıslaklığı göründüğü halde namaza çıkardı. 171

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Kısas HÂRRE VAK'ASI
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Ukl veya Ureyne kabîlelerinden bâzı kimseler (Medîne'ye) geldiler. (Tutuldukları) mîde ağrısından (veya istiskâ hastalığından) dolayı Medîne'de ikâmet etmek istemediler. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (Beytü'l-mâl-i Müslimîne âid) sütlü develerin bulunduğu yere gidip develerin bevillerinden ve sütlerinden içmelerini emretti. (Oraya) gittiler. Sıhhat bulunca Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in çobanını öldürüp ve develerini önlerine katıp götürdüler. Bu haber sabah vakti geldi. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) arkalarından (adam) koşturdu. Gün yükselince herifleri getirdiler. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem kısâs olarak) ellerinin, ayaklarının kesilmesini emretti. (Bu cânîlerin) gözleri de oyulup Harre (denilen yere) atıldılar ki (ölünceye kadar) su istediler de kendilerine su verilmedi. 172

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  KOYUN AĞILLARINDA NAMAZ KILDIRILDIĞINA DAİR RİVAYET
Enes b. Mâlik Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in mescid binâ olunmadan evvel koyun ağıllarında namaz kıldırdığı rivâyet olunuyor. 173

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Yiyecek içine fare düşmesi İÇİNDE FÂRE ÖLEN YAĞIN HÜKMÜ
Ümmü'l-Mü'minîn Meymûne b. el-Hâris Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den (donmuş) yağın içine düş(üp öl)müş fâre (nin hükmü) soruldu. "Fâre ile etrâfındakini (alıp hepsini) atınız, yağınızı da yiyiniz." buyurdu. 174

KİTÂBÜ'L-VUDÛ'  ALLÂH YOLUNDA SAVAŞMANIN FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, Müslümanın Allah yolunda alacağı her yara, Kıyâmet gününde yeni açıldığı andaki hey'eti üzerine kan fışkırıyor gibi görünür: rengi kan rengi, fakat kokusu misk kokusu. 175

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Durgun suya abdast bozmak DURGUN SUYA BEVLETMENİN NEHYİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki; hiç biriniz, akmayan durgun suya bevl ettikten sonra ondan (su alıp) yıkanmasın. 176

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Müşriklerin Hz. Peygamber'e eziyetleri PEYGAMBER ALEYHİ'S-SELÂM'A KUREYŞ RÜESÂSININ EZÂSI VE RESÛLULLAH'IN BEDDUÂSI
Abdullâh b. Mes'ûd Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) Beyt(-i Muazzam)in yanında namaz kılıyordu. Ebû Cehil ile bâzı arkadaşları da oturuyorlardı. Derken biri, diğerlerine: "Falancalarda (yeni boğazlanan) devenin döl eşini hanginiz (muhteviyâtiyle berâber) getirip secdeye vardığında Muhammed'in sırtına kor?" dedi. Oradakilerin en şakîsi seğirdip getirdi. Bekledi, tâ Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem secdeye varınca iki omuzu arasına mübârek sırtının üzerine koydu. Ben ise hiçbir işe yaramıyarak (bel bel) bakıyordum. (Ah, ne olurdu o zaman) elimde kuvvet olaydı. -(İbn-i Mes'ûd radiya'llâhu anh) der ki, (herifler) gülmeğe ve (eğlenmek için bu işi) birbirine isnâd etmeğe başladılar. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ise secdeden başını kaldırmıyordu. Nihâyet Fâtıma (radiya'llâhu anhâ) gelip onu sırtından attı. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) başını kaldırdı. (Namazı itmâm buyurduktan) sonra (da) üç kere: "İlâhî, Kureyşi sana havâle ederim." (diye duâ) buyurdu. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in) aleyhlerinde böyle duâ buyurması onlara (pek) girân geldi. Zîrâ o makamda duânın müstecâb olduğuna kâil idiler. Ondan sonra (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem birer birer) isim sayarak: "İlâhî, Ebû Cehl'i sana havâle ederim, Utbe b. Rebîa'yı, Şeybe b. Rebîa'yı, Velîd b. Utbe'yi, Ümeyye b. Halef'i, Ukbe b. Ebî Muayt'ı sana havâle ederim." buyurdu. Yedinciyi de saydıysa da (ismini) râvî unutmuştur.- İbn-i Mes'ûd (radiya'llâhu anh) der ki nefsim, kabza-i kudretinde olan Allâh'a kasem ederim ki Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in (bu) saydıklar(ının ekser)ını Kalîb'de yâni Bedir çukurunda serilmiş gördüm. 177

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Tükrüğün temiz olduğu PEYGAMBER ALEYHİ'S-SELÂM'A KUREYŞ RÜESÂSININ EZÂSI VE RESÛLULLAH'IN BEDDUÂSI
Enes b. Mâlik "Salla'llâhu aleyhi ve sellem (namazda iken) elbîsesinin içine tükürdü." dediği rivâyet olunuyor. 178
KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Kanı temizlemek UHUD'DA PEYGAMBER (S.A. VE S.)İN YARALANMASI Sehl b. Sa'd "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yarası ne ile müdâvât edildi?" diye kendisine sorulan suâle cevâben şöyle dediği rivâyet olunuyor: Bunu benden ziyâde bilen kalmadı. Alî (b. Ebî Tâlib radiya'llâhu anh) kalkanı ile su getiriyor, Fâtıma (radiya'llâhu anhâ) da (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in) yüzündeki kanı yıkıyordu. (Sonra) bir hasır (parçası) alınıp yakıldı. Ve yarası onunla dolduruldu. 179

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Diş temizliği;Misvak kullanmak MİSVÂK KULLANMANIN FAZÎLETİNE DÂİR HADÎSLER
Ebû Mûsâ el-Eş'arî Şöyle demiştir: (Bir def'a) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanına vardım. Elindeki bir misvâk ile dişini temizlediğini ve ağzında misvâk olduğu halde öğürür gibi (ö', ö') dediğini gördüm. 180

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Misvak kullanmak MİSVÂK KULLANMANIN FAZÎLETİNE DÂİR HADÎSLER
Huzeyfe b. el-Yemânî "Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem gece kalkınca ağzını misvâk ile oğardı." dediği rivâyet olunuyor. 181

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Büyüye hürmet;Misvak kullanmak MİSVÂK KULLANMANIN FAZÎLETİNE DÂİR HADÎSLER Abdullâh b. Ömer Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, rü'yâda kendimi bir misvâk ile dişlerimi ovar gördüm. Yanıma biri diğerinden yaşlı iki kişi geldi. Misvâk'ı en küçüğüne uzattım. Bana: "Büyüğüne ver." denildi. Ben de büyüğüne verdim. 182

KİTÂBÜ'L-VUDÛ' Uykudan önce duâ etmek;Yatarken temizlenmek PEYGAMBER (S.A. VE S.)İN BERÂ' İBN-İ ÂZİB (R.A.)E YATMA ÂDÂBINI ÖĞRETMESİ Berâ' b. Âzib Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem bana buyurdu ki, yatağına vardığında (ibtidâ) namaz abdesti gibi (bir) abdest al. Sonra sağ tarafına uzanıp ... de. Şâyed o gece ölecek olursan fıtrat, yâni dîn-i İslâm üzere ölürsün. Bu sözler, söyliyecek (in dünyâ kelâm) lerinin en sonu olsun. -Berâ' radiya'llâhu anh der ki, bunu Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in huzûrunda tekrâr ettim. ... ye varınca ... dedim. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Hayır, ... buyurdu. 183

KİTÂBÜ'L-GUSL

 Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem cenâbetten (çıkmak için) yıkandığı zaman (işe) ellerini yıkamaktan başlardı. Sonra namaz için abdest alır gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını taldırıp saçlarının dibini hilâllardı. Sonra suyu başına üç avuç döker, ondan sonra da bütün bedeninin üzerinden akıtırdı. 184

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Ümmü'l-Mü'minîn Meymûne b. el-Hâris Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem yalnız ayaklarını (yıkamak üzere) namaza abdest alır gibi abdestini aldı. Bacak aralarını ve oralarına isâbet eden yıkanacak şeyleri de yıkadı. Sonra kendi üzerine su döktü. Sonra ayaklarını uzatıp yıkadı. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in) cenâbetten (çıkmak için) guslü işte budur. 185
KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile ben bir kaptan guslederdik. (Bu kap da) ferak denilen bir kadeh idi. 186

KİTÂBÜ'L-GUSL Guslederken gizlenmek;Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in (keyfiyet-i) guslü sorulmuş. (Âişe radiya'llâhu anhâ) bir sâ' mıkdârı (su alır) bir kap istedi. Onunla yıkandı. Ve başının üzerine su akıttı. Şu kadar ki, kendisi ile soranlar arasında (bedeninin aşağısını görünmemek için ) bir perde vardı. 187

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Câbir b. Abdullâh Biri Câbir'e gusl(ün keyfiyyetin)den suâl etmiş. O da: "Sana bir sâ' (mıkdârı su) yeter." cevâbını vermiş. Bir diğeri "Bana bu kadarı yetmez." demiş. Bunun üzerine Câbir (radiya'llâhu anh): "Saçı senden daha gür, kendisi de senden hayırlı olan zâta (bu kadarı) yetiyordu." cevâbını vermiş. -Sonra (Câbir radiya'llâhu anh) oradaki cemâate (üstünde yalnız) bir parça libas olduğu halde imâm olmuş. 188

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Cübeyr b. Mut'im Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in: "Başımın üzerinden üç kere (de suyu avuç avuç) akıtırım." buyurup her iki eliyle de (ta'rîf için) işâret buyurdukları rivâyet olunuyor. 189

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem, cenâbetten (çıkmak için) yıkandığında külek gibi bir şey isterdi. Sonra iki avucuyla (su) alıp başının sağ tarafından başlayarak sol tarafını (da) yıkadıktan sonra (yine) iki avucuyla başının ortasına (su) dökerdi. 190

KİTÂBÜ'L-GUSL İhrama girmek İHRAMDAN ÖNCE RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN GÜZEL KOKU SÜRÜNDÜDÜĞÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e ben ıtır sürerdim. O da (gece) zevcâtını tavâf ettikten sonra sabahleyin ıtır âsârı (daha) üzerinde iken ihrâma girerdi. 191

KİTÂBÜ'L-GUSL Hz. Peygamber'in âilelerini dolaşması İHRAMDAN ÖNCE RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN GÜZEL KOKU SÜRÜNDÜDÜĞÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Enes b. Mâlik Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem gecenin, yâhud gündüzün bir saatinde (bütün) zevcât (-ı tâhirât)ını devr ederdi. Bunlar da onbir ve diğer rivâyetde dokuz (hâtûn) idi. "Buna tâkat getirir mi idi?" diye soran râvî (Katâde)ye: "Biz, aramızda ona (yâni Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e) otuz erkek kuvveti verilmiştir diye söyleşirdik." cevâbını vermiş. 192

KİTÂBÜ'L-GUSL İhrama girmek İHRAMDAN ÖNCE RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN GÜZEL KOKU SÜRÜNDÜDÜĞÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe "Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ihramda iken (mübârek) başında ıtrın parıldaması sanki hâlâ gözümün önündedir." dediği rivâyet olunuyor. 193

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NASIL GUSLETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem cenâbetten (çıkmak için) yıkanacağı vakit (iptidâ) ellerini yıkar ve namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra gusle başlardı. Sonra saçlarını elleriyle hilâllardı. Nihâyet derisinin iyice ıslandığına kanâat getirince üç kere su akıtır, bütün cesed(-i şerîf)ini yıkardı. 194

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NASIL GUSLETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: (Bir def'a) namaz ikâme edildi. (Herkes) ayakta iken saflar düzeldi. Ondan sonra Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (hücresinden) yanımıza geldi. Namazgâhında durunca cünüb olduğunu hatırladı. Bize: "Yerinizde durun." (diye işâret buyurdu. Sonra dönüp yıkandı. Başı damlaya damlaya yanımıza çıktı. Tekbîr aldı. Biz de birlikte namazı kıldık. 195

KİTÂBÜ'L-GUSL Hayâ;Hz.Mûsâ;Mûsâ (A.S.) HAZRET-İ MÛSÂ'NIN YIKANIRKEN ELBÎSESİNİ KAÇIRAN TAŞI GERİ ÇAĞIRMA MU'CİZESİ
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem Buyurdu ki: Benî İsrâîl çıplak ve biribirine baka baka yıkanırlardı. Mûsâ (aleyhi's-salâtü ve's-selâm) ise (kemâl-i hayâsından) yalnızca yıkanırdı. Benî İsrâîl: "Vallâhi Mûsâ'yı bizimle berâber yıkanmaktan men' eden şey (mutlakâ) debbe, yâni kasığı çıkık olmasıdır." der (ve bu guftugû ile zât-ı celîl-i Risâlet-Penâhına ezâ eder)lerdi. (Mûsâ salla'llâhu aleyhi ve sellem) bir def'a yıkanmağa gitti. Elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Taş, elbisesini alıp kaçtı. Mûsâ (aleyhi's-selâm): "Aman taş, rubamı! Aman taş, rubamı!" diyerek (ve alabildiğine koşarak) arkasına düştü. Benî İsrâîl onu (bu halde) görüp de: "Vallâhi Mûsâ'da bir kusur yokmuş." deyinceye kadar (ardınca gitti). (Ondan sonra Musâ aleyhi's-salâtü ve's-selâm) elbisesini alıp taşı döğmeye başladı.- Ebû Hüreyre (radiya'llâhu anh) der ki: Vallâhi o taşta dayaktan hâlâ altı, yâhud yedi bere izi kalmıştır. 196

KİTÂBÜ'L-GUSL Eyyup (A.S) kıssası ALLÂH'IN BEREKETİNDEN MÜSTAĞNÎ KALAMAYAN HAZRET-İ EYYÛB'UN KISSASI
Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, Eyyûb (salla'llâhu aleyhi ve sellem) çıplak yıkandığı sırada üzerine altından çekirgeler üşdü. Eyyûb (aleyhi's-selâm) avuç avuç (alıp) rubasının içine (atmağa) başladı. Rabb(-i Kerîm)i: "Eyyûb, şu gördüğünden seni ganî kılmamış mı idim?" diye nidâ edince: "Evet (Yâ Rabbi,) Senin İzzet (ve Celâline) kasem olsun ki (beni ganî kılmıştın.) Lâkin Senin bereketinden müstağnî kalacağım yok." cevâbını verdi. 197
KİTÂBÜ'L-GUSL Guslederken gizlenmek;Gusül YIKANIRKEN SETREDİLMEĞE DÂİR ÜMMÜ HÂNÎ HADÎSİ
Ümmü Hânî-i bint-i Ebî Tâlib Şöyle demiştir: Feth(-i Mekke) senesi Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanına gittim. Baktım yıkanıyor. Fâtımâ da onu setrediyor. (Selâm verdim.) "Bu (kadın) kimdir?" diye sordu. "Benim, Ümmü Hânî" cevâbını verdim. 198

KİTÂBÜ'L-GUSL Cünüp durmamak;Gusül CENÂBET OLMAKLA VÜCÛDUN NECİS OLMADIĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Ebû Hüreyre Rivâyet etmiş ki, cünüb iken Medîne sokaklarından birinde kendisine Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem tesâdüf etmiş. - (Ebû Hüreyre) der ki, yanından savuşup gittim. Ve gusledip geldim. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem): "Yâ Ebâ Hüreyre, nerede idin." diye sordu. "Cünüb idim. Tahâretsiz olarak seninle birlikte oturmak istemedim." dedim. Bunun üzerine "Sübhana'llâh Mü'min (hiç) necis olmuz." buyurdu. 199

KİTÂBÜ'L-GUSL Cünüp olarak uyumuk CENÂBET OLMAKLA VÜCÛDUN NECİS OLMADIĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Abdullâh b. Ömer Şöyle demiştir: Ömer b. el-Hattâb radiya'llâhu anh, Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e: "Birimiz, cünüb iken uykuya varabilir mi?" diye sordu. "Evet. Herhangi biriniz abdest aldıktan sonra (canı isterse) cünüb iken (de) yatsın." buyurdular. 200

KİTÂBÜ'L-GUSL Gusül gerektiren haller İNZÂL OLMASA BİLE CİNSÎ MUKÂRENETİN GUSLÜ GEREKTİRDİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ Ebû Hüreyre Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, (erkek kadının) dört şu'besi arasına oturup da dokundurdumu (her ikisine) gusül vâcib olur. 201


KİTÂBÜ'L-HAYZ

 Hayız HÂİZ KİMSENİN BEYT'İ TAVÂF EDEMİYECEĞİNE DÂİR HZ. ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Hac'dan başka bir niyyetimiz olduğunu bilmeksizin (Medîne'den) çıktık idi. Serife gelince âdetimi gördüm. Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem yanıma girdi. Ben (Menâsik-i Haccı îfâ edemiyeceğim diye) ağlıyordum. "Nen var? Yoksa kirlendin mi?" diye suâl buyurdu. "Evet." dedim. Buyurdu ki bu, Allâh'ın benât-ı âdem üzerine yazdığı bir şeydir. Huccânın edâ ettiği menâsiki (sen de) edâ et. Şu kadar ki, Beyt(u'llâh-ı Muazzam)i (hâiz bulunduğun müddetçe) tavâf etme. -(Âişe radiya'llâhu anhâ) der ki: Bir de Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ezvâcı nâmına sığır kurban etti. 202

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız HÂİZ HAKKINDA RİVÂYETLER
Ümmü'l-mü'minîn Âişe "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in (mübârek) başını hâiz iken tarardım." dediği rivâyet olunuyor. 203

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız;İ'tikâf HÂİZ HAKKINDA RİVÂYETLER
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Rivâyette kendisi hâiz ve hücresinde mukîm ve (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) Mescid(-i Şerîf)de (mu'tekif) iken (aleyhi's-salâtü ve's-selâm) Efendimiz (mübârek) başını ona doğru uzatır, o da tarar imiş. 204

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız HÂİZ HAKKINDA RİVÂYETLER
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Ben hâiz iken Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (mübârek) başını kucağıma yaslar, sonra Kur'ân okurlardı. 205

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız HÂİZLİ KADININ KOCASI İLE YATABİLECEĞİNE DÂİR ÜMMÜ SELEME VE ÂİŞE HADÎSLERİ
Ümmü'l-Mü'minîn Ümmü Seleme Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile bir abaya bürünerek yatıyorduk. Derken âdetimi gördüm. (Yavaşcacık) sıvışıp hayza mahsûs elbisemi giydim. "Âdetin mi geldi?" diye sordular. "Evet." dedim. Bunun üzerine beni çağırdılar. Saçaklı kadifenin aldında kendileriyle birlikte yattım. 206

KİTÂBÜ'L-HAYZ Gusül;Hayız HÂİZLİ KADININ KOCASI İLE YATABİLECEĞİNE DÂİR ÜMMÜ SELEME VE ÂİŞE HADÎSLERİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte -her ikimiz de cünüb iken- bir kaptan yıkanırdık. (Âdet gördüğümde) onun emri üzerine futa bağlardım. Ben hâiz iken (mübârek) tenini tenime dokundururdu. (Kezâlik) O (mescitde) mu'tekif, ben hâiz iken (mübârek) başını halvetgâhından çıkarırdı da ben yıkardım. 207

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız HÂİZLİ KADININ KOCASI İLE YATABİLECEĞİNE DÂİR ÜMMÜ SELEME VE ÂİŞE HADÎSLERİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: İçimizden (yâni Ümmehât-ı Mü'minînden) biri hâiz olup Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem de kendisi ile mübâşeret arzu ettiği zaman ona hayzın hemen bidâyetinde iken futa bağlamasını emreyler ve ondan sonra mübâşeret ederlerdi. (Halbuki) sizin hanginiz, nefsine Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem nefsine mâlik olduğu kadar mâlik olabilir? 208

KİTÂBÜ'L-HAYZ Kadınlar KADININ DÎNEN VE AKLEN ERKEKLERDEN DÛN OLDUĞUNA DÂİR EBÛ SAÎD HADÎSİ
Ebû Saîd-i Hudrî Şöyle demiştir: Bir Kurban, ya Ramazan bayramında Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, yanımıza namezgâha çıktı. Kadınların yanından geçti. Ve (onlara): "Kadınlar, sadaka veriniz. Zîrâ bana Cehennem halkı gösterildi, çoğu sizler idiniz." buyurdu. (Kadınlar): "Yâ Resûlâ'llâh, neden?" diye sordular. "Çünkü siz (ötekine, berikine) çokca lâ'net eder, zevclerinize karşı küfrân-ı ni'met gösterirsiniz. (Ne acîbdir ki kendini zapteden tam akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı, eksik dinli hiç bir kimsenini çelebildiğini görmedim." buyurdu. "Aklımızın, dînimizin eksikliği nedir? Yâ Resûâ'llâh." dediler. "Kadının şahâdeti, erkeğin şahâdetinin yarısı değil midir?" diye sordu. "Evet." dediler. "İşte bu aklın eksikliğinden. Hayız gördüğü zaman da namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi?" buyurdular. "Evet." dediler. "İşte bu da dîninin eksikliğinden." cevâbını verdi. 209

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız kanının temizlenmesi;İstihâza MÜSTEHÂZANIN İ'TİKÂFININ MEŞRÛİYETİNE DÂİR HZ. ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: (Bir kere Resûl-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte zevcât-ı tâhiratından biri istihâza hâlinde ve kanı gelirken i'tikâf etti. Kanının akmasından dolayı altına bir leğen koyduğu da olurdu. 210

KİTÂBÜ'L-HAYZ Ölüye yas tutmak ZEVC İÇİN DÖRT AY ON GÜN YAS TUTMAĞA, HAYIZDAN YIKANMAK İSTEDİĞİNDE KOKU SÜRÜNMENİN CEVÂZINA VE KADINLARIN CENÂZENİN ARDINCA GİTMELERİNİN NEHYİNE DÂİR ÜMMÜ ATIYYE HADÎSİ
Ümmü Atıyye Şöyle demiştir: Biz, bir meyyit(imiz)in vefâtı üzerine üç günden ziyâde ihdâddan, (yâni yas tutmaktan) nehyolunurduk. Meğer ki (meyyit, kadının) zevci ola. (Zevc için) dört ay, on gün yas tutardık. (Yas içinde gözlerimize) sürme çekmez, (süs için) boyanmış kumaş giyinmezdik. Meğer ki (Yemen'in) Asb (denilen kumaşları) ola. Tuhr (yâni hayız kesilmesi) zamânında birimiz hayızdan yıkanmak istediğinde azıcık kust-ı azfâr kullanmasına ruhsat verilirdi. Bir de cenâzelerin ardınca gitmekten nehyolunurduk. 211

KİTÂBÜ'L-HAYZ Gusül;Hayız RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN GUSLÜN KEYFİYETİNDEN SORAN BİR KADINA CEVÂBI
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: (Ensâr'dan) bir kadın Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'e hayızdan sonra (keyfiyet-i) guslü sordu. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) nasıl yıkanacağını ta'rîf etti: (Sonra) bir tutam misk al da onunla temizlen." buyurdu. (Kadın: "Onunla nasıl temizleneyim?" diye sorunca: "Sübhâna'llâh, temizlen işte!" buyurdu. Bunun üzerine kadını tutup kendime (doğru) çektim ve: "Kanın izince gezdir." dedim. 212

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız;Ulû'l-Emre itâat İHRAMDA İKEN ÂDET GÖREN KADININ DURUMUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE RİVÂYETLERİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Haccetü'l-Vedâ'da Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte ihlâl (yâni ihrâma girip yüksek sesle telbiye) ettim. Ben mütemetti olup hedy (yâni kurban) sevk etmiyenlerden biri idim. -Âişe (radiya'llâhu anha) âdetini görüp Arefe gecesi girinceye kadar tuhra dâhil olmadığını (îmâ eder söz) söyledi. (O gece): "Yâ Resûlâ'llâh, işte bu gece Arefe gecesidir. Ben ise Umre ile temettü" (yâni Umreyi niyyet) etmiştim" demiş. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem de ona: "Yıkanmak üzere saçlarını çöz, taran, Umrenden vazgeç buyurmuş." -Âişe (radiya'llâhu anhâ) der ki, ben de öyle yaptım. Haccı edâ ettikten sonra Hasbe gecesi (yâni Muhassab da bulunduğumuz gece kardeşim) Abdu'r-Rahmân'a emretti. Evvelki (başladığım) Umre'nin yerine (yeni bir) Umre'yi bana ten'îmden edâ ettirdi. 213

KİTÂBÜ'L-HAYZ Ulû'l-Emre itâat İHRAMDA İKEN ÂDET GÖREN KADININ DURUMUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE RİVÂYETLERİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Şöyle demiştir: Hilâl-i Zi'l-Hicce'ye doğru (Medîne'den) çıktık. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Her kim Umre ile ihlâl etmek isterse (öylece) ihlâl etsin. Ben de eğer hedy sevketmemiş bulunaydım Umre ile ihlâl ederdim." buyurdu. Bunun üzerine kimi Umre ile, kimi de Hac ile ihlâl etti. -(Âişe radiya'llâhu anhâ bunu söyledikten sonra evvelki) hadîs (deki sözler) i söylepi gördüğü hayızdan bahsetti. Ve: "(Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) birâderim Abdu'r-Rahmân'ı benimle birlikte ten'îme yolladı. Ben de Umre ile ihlâl ettim. Ve bundan dolayı (keffâret olarak) ne kurban lâzım geldi, ne oruç, ne de sadaka." dedi. 214

KİTÂBÜ'L-HAYZ  HAYIZ GÖREN KADININ HÂİZ İKEN FEVTETTİĞİ NAMAZLARI KAZÂ ETMİYECEĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Kadınlardan biri: "Kadın, tâhir olduktan sonra (hayız zamânında fevt ettiği) namaz (lar)ını kazâ etmeli mi?" diye sormuş. Âişe (radiya'llâhu anhâ): "Sen Harûriyye misin?" (ki böyle söylüyorsun). Biz, Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (iken) âdet görürdük de bize bunu emretmezdi.", diğer rivâyette "Bunu yapmazdık." cevâbını vermiş. 215

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız;Oruçlunun âilesini kucaklaması TAKBÎLİN ORUCU BOZMIYACAĞINA DÂİR ÜMMÜ SELEME HADÎSİ
Ümmü'l-Mü'minîn Ümmü Seleme Ümmü Seleme (radiya'llâhu anhâ bâlâdaki 206 ıncı hadîsde geçtiği üzere) Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte hamîle (yâni kadife yorgan) içinde iken âdet gördüğünü naklediyor. Bu rivâyette de Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in sâim olduğu halde kendisini takbîl ettiğini (hadîsin râviyesi Zeyneb bint-i Ebî Seleme'ye) söylüyor. 216

KİTÂBÜ'L-HAYZ  HÂİZ OLAN KADINLARIN NAMAZGÂHDAN UZAK BULUNMALARINA DÂİR ÜMMÜ ATIYYE HADÎSİ
Ümmü Atıyye Şöyle demiştir: İşittim, Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki "Tâzelerle zevât-ı hudür ve hâizler çıkıp (mecâlis-i) hayrda ve mü'minlerin duâsında hazır bulunsunlar. (Yalnız) hâizler, namazgâhdan uzakca dursunlar. Biri: "Hâizlerde mi?" diye sordu. Ümmü Atıyye cevâben: "Bunlar Arafat'da, fülân ve fülân yerlerde hazır bulunmuyorlar mı?" dedi. 217

KİTÂBÜ'L-HAYZ İstihâza HAYIZ KANININ RENGİNE DÂİR ÜMMÜ ATIYYE HADÎSİ
Ümmü Atıyye Şöyle demiştir: Biz (asr-ı celîl-i Risâlet'de kandaki) sarılığı ve bozluğu hiçbir şey (yâni mâni-i salât) addetmezdik. 218

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız HAYIZ HÂLİNDE BEYT'İN TAVÂF EDİLEMİYECEĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Rivâyet olunuyor ki, Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e Safiyye (bint-i Huyeyy) radiya'llâhu anhâ'nın âdet gördüğünü haber vermiş. Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Sakın bizi (yolumuzdan) alıkoymasın. Tavâf (-ı ifâda'y)ı sizinle birlikte acabâ etmemiş mi idi?" buyurdu. "Evet." dediler. "Öyle ise çıkınız." buyurdu. 219

KİTÂBÜ'L-HAYZ  KADININ CENÂZE NAMAZINI KILANIN DURACAĞI MAHAL HAKKINDA SEMURE HADÎSİ
Semüre b. Cündeb Şöyle demiştir: Bir kadın lohusalığında vefât etti. Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem namazını kıldılar. (kılarken de bedeninin) ortası hizâsına doğru durdular. 220

KİTÂBÜ'L-HAYZ Hayız HÂİZİN NECİS OLMADIĞINA DÂİR HAZRET-İ MEYMÛNE HADÎSİ Ümmü'l-Mü'minîn Meymûne b. el-Hâris Şöyle demiştir: (Bâzı keri) öyle olurdu ki (ben) hâiz bulunur, namaz kılmazdım da Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (hasır) seccâdeleri üzerinde namaz kılarlarken secdegâhlarının hizâsında uzanmış bulunurdum. Secde buyurdukları vakit elbiselerinin bâzı yerleri bana dokunurdu. 221

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder